BAKAN PAKDEMİRLİ; “SU ŞURASI SONUÇ BELGESİ EKİM AYI SONU SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ TARAFINDAN KAMUOYU İLE PAYLAŞILACAK”

4.10.2021 / Gösterim Sayısı : 1151 / Arşiv

Bakan Pakdemirli, Su Kanunu'nu, suyun tek elden yönetimi hedefi çerçevesinde ve ortak akılla değerlendirdiklerini belirterek, "Cumhurbaşkanımıza arz edeceğimiz Şura Sonuç Bildirgesi'yle inşallah Su Kanunu'nu da Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) sunmak istiyoruz." dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Ankara'da gerçekleştirilen 1.Su Şurası'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın riyasetinde 29 Mart'ta başlatılan Şura'da sona gelindiğini söyledi.

Hedeflerin ve alınacak tedbirlerin ortak akılla ortaya koyulacağı Şura'nın sonuç belgesinin bu ayın son haftasında Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenecek bir programla kamuoyuna duyurulacağını bildiren Pakdemirli, "Hedefimiz, her bir vatandaşımızın, bugün de yarın da temiz suya erişimini sağlamak, su kaynaklarımızı korumak, verimli kullanmak ve suyumuzu geleceğe umutla taşımak oldu. Su Şurası, bu hedefe ulaşmak için bizim yol haritamızdır." diye konuştu.

"SON 19 YILDA 600 BARAJI TAMAMLADIK"

Pakdemirli, son 19 yılda, su alanında toplam 284 milyar liralık yatırımla 8 bin 696 tesisi hizmete aldıklarını kaydederek, şu bilgileri paylaştı:

"Cumhuriyet tarihinde yapılanın 2 katından fazla olan, 600 barajı son 19 yılda tamamladık. Bu dönemde ekonomik olarak sulanabilir arazi varlığımızın yüzde 80'inin sulanmasını sağladık. Cumhuriyet tarihinde yapılanın yüzde 61'ine denk gelen 3 bin 300 kilometrelik isale hattını son 19 yılda bitirdik. Bu yatırımlar sayesinde bugün Türkiye, yüzde 99'a ulaşan güvenilir içme suyu hizmeti ile birçok gelişmiş ülkeyi geride bırakmıştır."

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle çalışmaları hızlandırdıklarının altını çizen Pakdemirli, son 3 yılda su alanında 41 milyar liranın üzerindeki yatırımla toplam 1100 tesisi tamamladıklarını söyledi.

Pakdemirli, Su Şurası'nda ilgili bakanlıklar, akademisyenler, belediyeler, STK'ler, özel sektör ve su kullanıcılarını kapsayan toplam 1631 katılımcıyla su alanında, A'dan Z'ye tüm konuları masaya yatırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"11 çalışma grubunda, su güvenliğinden, su hukukuna, tarımsal sulamadan havza bazında su yönetimine, su kaynaklarının geliştirilmesinden iklim değişikliği ve meteorolojiye kadar suyla ilgili aklınıza gelecek tüm konulara, 7 ay boyunca tüm paydaşlarla birlikte detaylı olarak çalıştık. Çalışma gruplarımızdaki 1631 katılımcımız kişi başı ortalama 920 saat emek harcayarak oluşturdukları raporlarını ağustos ayı sonu itibarıyla tamamladılar. Bu raporlar doğrultusunda, her bir çalışma grubu için sonuç belgeleri hazırlandı. Eylem planımızı oluşturup, faaliyetlere başlayacağız."

ŞURA'DA ÖNE ÇIKAN KONULAR VE HEDEFLER

Bakan Pakdemirli, ülkenin kısa, orta ve uzun vadeli su ihtiyacı çerçevesinde planları ve alınacak tedbirleri daha somut hale getirecekleri Şura'da öne çıkan konulara da değindi.

Bakan Pakdemirli, suyun kaynağında korunması ve verimliliğin artırılması konusunun önemine dikkati çekerek, "Suyu korumanın en etkili yolu, kaynağında korumaktır. Suyu kaynağında korumak için barajlarda biriktirilen suların buharlaşma kayıplarını asgari düzeye indirecek çalışmalar yürütüyoruz. Sosyoekonomik şartları daha etkin kullanıp, su verimliliğine yönelik projelere hız vereceğiz." dedi.

Özellikle kentlerde sürdürülebilir su verimliliğini hedeflediklerini dile getiren Pakdemirli, "Ülkemizde belediyelerdeki kayıp-kaçak oranı yüzde 35'lerin üzerinde. Sadece 2020 yılı için şebekelerdeki su kayıplarına bağlı finansal kayıp miktarı 1,9 milyar lirayı aşıyor. Büyükşehir ve il belediyelerinde su kayıplarını, belediyelerle yakın iş birliği içinde 2023'e kadar yüzde 30'a indirmeyi, 2028 yılına kadar ise yüzde 25'in altına çekmeyi hedefliyoruz." dedi.

Pakdemirli, su havzalarında, yer üstü ve yer altı sularının daha iyi duruma getirilmesi ve sorunlu alanlarda alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla nehir havza yönetim planlarını hazırladıklarını, havzalardaki su miktarının ve kalitesinin tespit edildiğini ve değişimlerinin izlendiğini söyledi.

"TARIMSAL ÜRETİMDE YENİ MOTTO, SUYA GÖRE TARIM"

Üretim planlanmasında suyun öncelik olacağını anlatan Pakdemirli, "Tarımsal üretim havzalarının su potansiyeline göre destek mekanizmasını daha etkin şekilde kullanacağız. Tarımsal üretimde yeni motto, 'suya göre tarım'dır." dedi.

Tarımsal üretimde su tasarrufu sağlayan modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini belirten Pakdemirli, sağlanan desteklerle toplam 1,1 milyon hektar alanda damla ve yağmurlama sulama sistemi kurduklarını ifade etti.

Pakdemirli, çiftçiye sulama konusunda uyarı ve bilgi sunan akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasının, suyun yeterli ve doğru kullanımı noktasında oldukça önemli olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla 7 coğrafik bölgemizde 25 araştırma enstitümüzde yıllık 250'ye yakın proje yürütüyoruz. Yürüttüğümüz Ar-Ge projeleriyle su tasarrufu sağlayan yöntemlere göre sulama programları oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde tarımda suyun etkin kullanımına yönelik sulama yönetimi teknolojilerine öncelik vereceğiz."

"KULLANILMIŞ SULARIN YENİDEN KULLANIMINDA HEDEF YÜZDE 47'LER"

Kullanılmış suların, arıtılarak yeniden kullanımı için ilgili tüm paydaşlarla çalışmalara başladıklarının altını çizen Pakdemirli, "Türkiye'de kullanılmış suların, yeniden kullanım oranı yüzde 2,5. Hedefimiz, bu oranı yüzde 47'lere çıkarmak. Geri kazanılacak yaklaşık 3,3 milyar metreküp suyun, 2 milyar metreküpünü tarımsal sulamada kullanmayı planlıyoruz. Böylece, kazanılan kullanılmış sular, tarlalara can suyu olacak ve 3,4 milyon dekar tarım alanının sulanması sağlanacaktır." dedi.

Pakdemirli, 81 il için hazırlanan Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı'nı başarıyla uyguladıklarını da bildirdi.

Yağmur suyu hasadı yöntemini hem kentlerde hem de kırsal alanlarda etkin şekilde uygulamayı hedeflediklerini belirten Pakdemirli, "Konya'da farkındalığı artırmak amacıyla 4 yağmur suyu hasadı göletini hizmete aldık. Ayrıca, yağmur suyu hasadı, özellikle betonlaşmanın yoğun, yeşilin az olduğu şehirlerde, yağışlardan sonra meydana gelen şehir taşkınlarının etkilerini azaltmaya da katkı sağlayacaktır." diye konuştu.

Taşkın tahmin ve erken uyarı sistemini 2023'ün ilk yarısında devreye alacaklarını ifade eden Pakdemirli, şu değerlendirmede bulundu:

"Havzalarımızda sel ve taşkın risklerini azaltmak ve verimli topraklarımızın taşınmasını önlemek için yukarı havzada ıslah ve erozyon kontrolü çalışmalarımız da devam ediyor. Yaptığımız tersip bendi, ıslah sekisi, brit, taban kuşakları gibi yapılar haricinde son dönemde, maliyetleri 5 ila 6 kat daha ucuza mal ettiğimiz geçirgen sel ve rusubat tırmıkları gibi sanat yapılarına da ağırlık veriyoruz."

"YILSONUNA KADAR 252 MİLYON FİDANI TOPRAKLA BULUŞTURACAĞIZ"

Pakdemirli, dünyadaki tatlı suyun yüzde 75'inin ormanlık su havzalarından geldiğine işaret ederek, "Yine orman ekosistemleri en büyük karbon yutağıdır ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltma da en büyük silahlarımızdan birisidir. Bu yıl ilk yağmurların başlamasıyla birlikte yıl sonuna kadar Geleceğe Nefes Kampanyası ile her bir vatandaşımıza üçer adet olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı toprakla buluşturacağız."

"SU KANUNU'NU TBMM'YE SUNMAK İSTİYORUZ"

Su Kanunu'nun taslak metninin, Şura kapsamında yeniden gözden geçirildiğini belirten Pakdemirli, "Su Kanunu'nu, suyun tek elden yönetimi hedefimiz çerçevesinde, tüm paydaşların görüşlerini alarak, ortak akılla değerlendirdik. Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğimiz Şura Sonuç Bildirgesi'yle, inşallah Su Kanunu'nu da TBMM'ye sunmak istiyoruz." dedi.

Su konusunda eğitim seferberliği için düğmeye bastıklarına dikkati çeken Pakdemirli, Bakanlık olarak, su bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması amacıyla, anasınıfları da dâhil, su okur yazarlığı derslerinin ilköğretim müfredatına girmesi için ilgili kurumlarla görüşmelere başladıklarını anlattı.

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı da suyun geleceğini şekillendirecek stratejiler doğrultusunda çiftçilerden akademisyenlere, sivil toplum kuruluşlarından bürokratlara kadar ülkenin su yönetim politikasının belirlenmesi amacıyla Şura'nın yapılmasına karar verdiklerini anlattı.