SULAMA YÖNETİMİ ÇALIŞTAYI DÜZENLENDİ

30.11.2022 / Gösterim Sayısı : 2229 / Arşiv

Tarımsal üretimin devamlılığı ve gıda güvenliliğinin temini adına son derece önemli olan sulama faaliyetlerinin etraflıca ele alındığı, Sulama Yönetimi Çalıştayı, Tarım ve Orman Bakanımız Prof. Dr. Vahit KİRİŞCİ’nin himayelerinde 25-27 Kasım 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Sulama yönetiminin; sektörel, kurumsal ve bireysel paydaşlar açısından, tüm yönleriyle ele alınması ve gelecekle ilgili bir perspektifin belirlenmesi amacıyla 25-27 Kasım 2022 tarihleri arasında DSİ Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda düzenlenen “Sulama Yönetimi Çalıştayı”na, DSİ merkez ve taşra teşkilatları, Bakanlığımız ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, meslek odaları, su kullanıcı teşkilatlar ve özel sektör temsilcilerinden yaklaşık 250 kişi katılım sağladı.

 

Çalıştay kapsamında;

1- Sulama Mevzuatı, Kurumsal Yapı ve Sorumluluklar

2- Sulamada Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanımı

3- Sulamada Yönetim Modelleri, Finansmanı ve Sorunları

4- Sulama Altyapısı Sürdürülebilirliği, Pompaj Sulamalar ve Sorunları

5- Sulama Sosyolojisi ve Eğitim-Yayım Çalışmaları

ana konuları ekseninde çok sayıda oturum düzenlendi ve alanında uzman akademisyen ve yetkililer sunumlar yaptılar.

 

Son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle yağışlardaki azalmaya bağlı olarak kurak dönemlerin sıklığında meydana gelen artış ve salgın süreci, suyun ve sulama yönetiminin gıda güvenliği bakımından ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.  

Suyun ve sulama faaliyetlerinin giderek artan önemi çerçevesinde; daha güçlü, dinamik ve tasarrufa dayalı bir sulama yönetiminin tesis edilmesine katkı sunulması maksadıyla düzenlenen çalıştay kapsamında; suyun etkili, verimli ve sürdürülebilir kullanımı konusundaki çalışmalar ele alındı. Öte yandan sulama yönetimi konusunda karşılaşılan sorunlar ve çözümler tartışılarak tecrübeler paylaşıldı.   

 

Çalıştayın  açılış konuşmasını yapan Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, "Denizlere dökülen sularımızı, su potansiyelinin yetersiz olduğu iç bölgelere aktaracağız. Yer altı sularımızı disiplin altına alacağız, sel ve taşkın suları ile besleyeceğiz." dedi.

Kirişci, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü Konferansa Salonu'nda düzenlenen Sulama Yönetimi Çalıştayı'nda, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, ülkede sulama yönetimi bakımından su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını değerlendirmek için bir araya geldiklerini söyledi.

Dünya su kaynaklarının yüzde 70'inin tarımda, yüzde 19'unun sanayide ve yüzde 11'inin içme suyu olarak kullanıldığına dikkati çeken Kirişci, ülkede ise tüketilen suyun, yüzde 76'sının tarım, yüzde 24'ünün ise sanayi ve içme suyu şeklinde kullanıldığını ifade etti.

Kirişci, ülkede kişi başına düşen yıllık su miktarının 1323 metreküp ve ülkenin su stresi altında olduğuna işaret ederek, son 20 yılda AK Parti hükümetleri olarak gerçekleştirilen yatırımlarla ülkenin, gıda yönünden kendi kendine yetme kapasitesine sahip dünyanın sayılı ülkelerinden biri konumuna geldiğini vurguladı.

Ülkenin tarım arazilerinin yaklaşık 24 milyon hektar olduğuna değinen Kirişci, bunun 12,5 milyon hektarının sulanabilir nitelikteyken, teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek arazi miktarının 8,5 milyon hektar olarak belirlendiğini aktardı. Kirişci, 2022 itibarıyla teknik ve ekonomik olarak sulanabilir arazinin yüzde 80'ine karşılık gelen yaklaşık 6,9 milyon hektar arazinin sulamaya açıldığını kaydetti.

Kirişci, "Suya Göre Tarım" ilkesinden hareketle Sektörel Su Tahsis Planları'nın hazırlandığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"6 havzada tamamlanan, 11 havzada hazırlık çalışması devam eden planlarla, su kaynaklarının kullanımının doğru planlanmasını, suyu kullanan sektörler arasında adil ve dengeli su paylaşımını sağlamayı ve su kullanımından elde edilecek faydayı en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz. Kuraklık Yönetim Planları da hazırlanıyor. Bu kapsamda havzanın özellikleri dikkate alınarak, az su tüketen bitkilerin ekilmesine öncelik verilecek. Kuraklık Yönetim Planları da 15 havzada tamamlanırken, 12 havzada çalışmalar devam etmektedir. Sulama izleme ve değerlendirme sonuçlarına göre işletmeye açılan sulama tesislerimizden fiilen 700 binin üzerinde çiftçimiz yararlanmaktadır."

Borulu Sulama Sistemi Yaygınlaşıyor

Borulu sulama sistemlerini yaygınlaştırdıklarını belirten Kirişci, yüzde 32 olan borulu şebeke sisteminin, yeni projeler ve eski sulama sistemlerinin modernizasyonu ile yüzde 50'ye ulaşmasını öngördüklerini söyledi.

Kirişci, klasik kanal ve kanalet sisteme sahip alanların borulu şebekeye çevrilmesiyle ortalama su tüketimlerine göre damlama ve yağmurlama sulama yöntemiyle 5,8 milyar metreküp su tasarrufu sağlanacağını vurguladı.

Bütünsel su kaynakları ve sulama yönetimi bağlamında sulama projelerini hayata geçirirken bölgesel özellikleri dikkate aldıklarına aktaran Kirişci, bu çerçevede, terfi merkezlerinin enerji ihtiyacını karşılamak üzere güneş enerjisi santrali yapılması konusunda yürütülen AR-GE ve mevzuat çalışmalarında sona gelindiğini kaydetti.

Sulanan Arazi Son 20 Yılda 69,6 Milyon Dekara Yükseldi

Kirişci, su kaynaklarını tükenme sınırına ulaşmadan korumak, verimli değerlendirmek ve doğru yönetmenin AK Parti hükümetlerinin temel politikası olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Yaptığımız yatırımlarla son 20 yılda, sulanan arazimizi 21,7 milyon dekar artırarak 69,6 milyon dekara, yıllık içme suyu miktarını 2 milyar metreküpten 5 milyar metreküpe, toplulaştırdığımız araziyi 4,5 milyon dekardan 68 milyon dekara, baraj ve gölet sayımızı 3,4 katına yani 504'ten 1701'e, HES sayımızı 6 katına, 125'ten 740'a, taşkın koruma tesis sayımızı 2 katına, 5 bin 18'den 10 bin 400'e, ilk kez DSİ tarafından inşa edilen atık su arıtma tesisi sayısını 24'e, yer altı depolaması ve suni besleme tesis sayısını 101'e çıkardık. 2002 yılında 133 milyar metreküp olan su depolama kapasitemiz 183 milyar metreküpe yükselmiştir. 2002 yılında baraj sayımız 276 iken bugün bu sayı 930 adede ulaşmıştır."

Suyun verimli kullanılması kapsamında, kapalı sulama sistemlerini yüzde 6'dan yüzde 31'e çıkardıklarını belirten Kirişci, ilk etapta 9 milyon dekar kapalı sulama sistemine ön yüklemeli sayaç takılacağını söyledi.

Kirişci, çevreyi korumak ve kaynakları etkin kullanmak adına atık suların tarımda yeniden kullanımı için çalışmalara başladıklarını da vurgulayarak, akıllı sulama yatırımları, AR-GE faaliyetleri ve mekanizasyon kullanımını yaygınlaştırarak verimi ve kaliteyi yükselttiklerini anlattı.

Bakanlık tarafından "Sulama Sularının Kalitesi ve Kullanılmış Suların Yeniden Kullanılması Hakkında Yönetmelik" çalışmaları yapıldığına işaret eden Kirişci, söz konusu yönetmeliğin yayımlanmasıyla mevzuat boşluğunun kapatılmış olacağını dile getirdi.

Kirişci, bir yılda, yeniden kullanılabilecek 3,2 milyar metreküp su olduğunu belirterek, bu suyun, yüzde 65'inin tarımsal sulamada, yüzde 22'sinin çevresel kullanımda, yüzde 10'unun sanayide, yüzde 2'sinin yer altı suyu beslemesinde, yüzde 1'inin peyzaj sulamasında, ve binde 1'inin ise içme suyu kaynaklarının beslenmesinde kullanılabileceğini belirlediklerini aktardı.

Kent merkezlerine yakın bölgelerde özellikle sulama suyu ihtiyacı olan yerlerde atık su arıtma tesislerinde arıtılan suların kalitesinin iyileştirilerek tarımda değerlendirilmesini hedeflediklerine dikkati çeken Kirişci, bu yöntemin, kent tarımı modelinde yaygın olarak kullanılmasını planladıklarını anlattı.

Kirişci, su kaynaklarını Milli Su Politikası'yla, sürdürülebilirlik ve arz güvenliği esasına dayalı katılımcı bir modelle yönettiklerini belirterek, "Suya göre tarımı ve sulama verimliliğini artıracağız. Tarımsal sulama yatırımlarını hızlandırmak için alternatif finansman modelleri geliştireceğiz. Denizlere dökülen sularımızı, su potansiyelinin yetersiz olduğu iç bölgelere aktaracağız. Yer altı sularımızı disiplin altına alacağız, sel ve taşkın suları ile besleyeceğiz." ifadelerini kullandı.

“Su, Hem Sektörel Hem De Sektörler Arası Hareketliliği Tetiklemektedir”

Prof.Dr. Lütfi Akca da tarımsal sulamanın su kaynakları yönetiminin merkezinde yer aldığına dikkati çekerek, sulama sisteminin çok iyi yönetilmesi gerektiğini anlattı.

Prof.Dr. Akca “Su, bir taraftan içme suyu ve sanitasyon imkanları ile sağlıklı iş gücü yaratılması bir taraftan da bu sağlıklı iş gücüne geniş istihdam alanları oluşturulması bakımından son derece önemli bir rol üstlenmektedir.

Su gittiği her yerde adeta zincirleme bir reaksiyona sebep olarak hem sektörel hem de sektörler arası hareketliliği tetiklemektedir. İnşaat faaliyetlerinden kaynaklanan istihdam imkanları bir yana; suyun tarım ve sanayide yarattığı etki geniş iş alanlarının doğmasını sağlamaktadır.” Dedi.

Akca konuşmasında, “25 nehir havzasından oluşan Ülkemiz yarı kurak iklim bölgesinde olup, yağışlar bölgelere ve mevsimlere göre farklılık göstermektedir.  Yıllık yağış ortalamamız 574 mm’dir. Kişi başına düşen yıllık yaklaşık 1.350 m 3 su miktarı ile Ülkemiz su stresi yaşayan Ülkeler kategorisinde yer almaktadır.

Ülkemizin yüzölçümü yaklaşık 780 milyon da olup, bunun 240 milyon da’ı tarım arazisidir.  Ekonomik olarak sulanabilir arazi varlığımız ise yaklaşık 85 milyon dekardır. Ekim ayı sonu itibari ile sulanan arazilerimizin toplamı 68,9 milyon dekara ulaşmıştır. Bu alan ekonomik olarak sulanabilir araziler toplamının % 70 ‘ine tekabül etmektedir.

Günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, çeşitli maksatlara yönelik olarak yıllık tüketilebilecek su potansiyelimiz 112 milyar m3 olup yıllık 57 milyar m3’lük kısmı (Sulama %77, İçme-Kullanma ve Sanayi %23)  kullanılmaktadır.” İfadelerini kullandı.

Son 20 yılda su yatırımlarında ciddi bir ivme yakalandığına dikkat çeken Prof.Dr. Lütfi Akca. “Toplamda 435 Milyar TL’lik yatırım yapılmış, 9 189 adet tesis Ülkemize kazandırılmıştır. Bu tesislerin 1.561 adedi sulama tesisidir”.dedi.

“Modern Sulama Yöntemlerinin Artırılmasıyla %50’ye Varan Oranda Tasarruf Sağlamak Mümkündür.”

 

Akca, şöyle devam etti “DSİ, 2003 yılından itibaren, topografik, hidrolik koşulları uygun olan yerlerde sulama suyu tasarrufu sağlamak ve birim sudan daha fazla faydalanabilmek için borulu sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasını temel politika olarak kabul etmektedir. Mevcut durumda % 34 düzeyinde olan borulu sulama şebeke alanımız, inşa halindeki tesislerimizin tamamlanması ile % 50’lere çıkacaktır.

 

Mevcut su kaynakları ile daha geniş alanın sulanabilmesi için temel koşullar; mevcut sulama teknolojilerinin geliştirilmesi, toprak, bitki, su kaynağı, ekonomi vb. faktörler göz önüne alınarak en uygun sulama yönteminin seçilmesi, yöntemin gerektirdiği sulama sisteminin kurulması ve işletilmesidir. Ancak işletmeye açtığımız sulama tesislerimizin % 60’ında halen yüzey sulama yöntemleri uygulandığı görülmektedir.

Modern sulama yöntemlerinin artırılmasıyla %50’ye varan oranda tasarruf sağlamak mümkündür.

Konunun takibin sağlamak üzere ölçüm tesislerinin merkezi izlemeye ve değerlendirmeye olanak verecek şekilde elektronik sistemlere dönüştürülmesine yönelik çalışmalarımız sürmektedir. Diğer taraftan su kullanım hizmet bedelinin hacim esaslı ve kademeli tahsil edilebilmesi maksadıyla merkezi kontrollü sayaç takılması çalışmaları da yürütülmektedir.

Sulama oranını artırmak, arazi parçalılığını gidermek, her parseli sulama kanalları ile irtibatlandırmak üzere 30 milyon dekar alanın arazi toplulaştırma çalışmaları tamamlanmıştır.

DSİ Genel Müdürlüğümüzce sulamaya açılan tesislerimizin % 80’inin işletme bakım sorumluluğu su kullanıcı örgütlere devredilmiştir.

2018 yılında yapılan mevzuat düzenlemesiyle sulama birliklerinin performansında artış görülmüştür. Bu Ülkemiz adına son derece önemlidir.”

Prof. Dr. Lütfi Akca; “Tarımsal üretimin devamlılığı ve gıda güvenliliğinin temini adına son derece önemli olan sulama faaliyetlerinin etraflıca ele alınacağı, Sulama Yönetimi Çalıştayı’nın ülkemiz için son derece önemli olduğuna dikkat çekerek sözlerini tamamladı.