İşletmeye
alındığı dönemde ülkemizin elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık %31’ini tek
başına karşılayabilen Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali, 9 Eylül 1974
yılında işletmeye alındı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin enerji
ihtiyacını temin etmek maksadıyla 1965 yılında inşasına başlanılan ve 10 yılda
tamamlanan Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali; ülkemizin mevcut ve
gelecekte tesis edilecek sanayi tesislerini beslemek ve genel olarak elektrik
enerjisi ihtiyacını karşılamak maksadıyla inşa edildi. Keban Barajı ve
Hidroelektrik Santrali, 1330 MW kurulu gücü ve yıllık ortalama 6,6 milyar
kilovatsaatlik enerji üretim kapasitesi ile işletmeye alındığı dönemde
ülkemizin en büyük hidroelektrik santrali oldu. Tesis halen ülkemizin en büyük
üçüncü hidroelektrik santrali konumunda bulunuyor.
Keban Barajı ve hidroelektrik
santrali 8. ünitesi devreye alınarak tam kapasite elektrik enerjisi üretimine
başladığı 1982 yılında, 8,3 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üreterek,
ülkemizde o yıl üretilen toplam elektrik enerjisinin (26,5 milyar kilovatsaat)
yaklaşık %31’ini tek başına gerçekleştirdi.
Elazığ ilimizde ve Fırat Nehri
üzerinde yer alan Keban Barajı, işletme süresince 283 milyar kilovatsaat
elektrik enerjisi üreterek milli ekonomiye yaklaşık 744 milyar TL’lik dev bir
katkı sağladı.
GAP’ın Yapılabilirlik Güvencesi ve
Öncüsü Oldu
Keban Barajı, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)
olgunlaştırıldığında işletmede olduğu için GAP kapsamına alınmadı. Ancak bu güzide tesis, GAP için
büyük önem taşıyor. Keban
Barajı, Fırat Nehri’nin Türkiye'deki su toplama havzasının %70'ini kontrol
ediyor. Bu durum, akış aşağısında yer alan GAP barajlarına düzenli su
sağlanmasını temin ediyor. Öte yandan inşa edildiği dönem itibariyle Türkiye
Cumhuriyeti’nin en büyük yatırımı olma özelliğini taşıyan Keban Barajı, 1930’lu
yıllarda başlayıp 1970’li yıllarda biten öyküsü ile GAP gibi dev bir projenin
yapılabilirlik güvencesi ve öncüsü oldu.
Keban Barajı’nda su tutulduktan sonra yaklaşık 31 milyar metreküp su kütlesinden oluşan ve doğu batı istikametinde uzanan 125 kilometrelik bir göl meydana geldi. Genişliği yer yer 18 kilometreye kadar ulaşan baraj gölü, 675 kilometrekarelik bir alana yayılıyor. Bölgenin coğrafyasını böylesine çarpıcı bir şekilde değiştiren Keban Barajı, sosyo-ekonomik yaşama da balıkçılık, rekreasyon, ulaşım ve turizm gibi yeni faaliyet alanlarıyla zengin bir canlılık getirdi.
Baraj Gölünde Güneş Enerjisi de Üretiliyor
1974 yılından bu yana ürettiği temiz
ve yerli elektrik enerjisini Türk ekonomisinin hizmetine sunan Keban Barajı, ülkemizin
ilk yüzer GES’ine de ev sahipliği yapıyor. Kuzova Yüzer GES AR–GE Projesi
kapsamında, Keban Barajı göl yüzeyinde yaklaşık 1 MW kurulu güce sahip “Yüzer
GES”in kurulumu tamamlanarak bu alanda ilk adım atılmış oldu. 2024 yılında
faaliyete geçen bu proje; Yüzer GES tesisinde üretilen enerjinin tarımsal
üretimde kullanılması ve AR-GE faaliyetleri içermesi bakımından ülkemizin “İlk
Yüzer GES Projesi” olarak öne çıkıyor. Keban Barajı ve HES, bu projeyle
birlikte hidroelektrik enerjinin yanında güneş enerjisi üretimine de katkı
sağlamaya başladı.
Keban Barajı gölünde yıllık 5 milyon
418 bin kilovatsaat elektrik enerjisi üretecek bir başka Yüzer GES projesi de
halihazırda 2024 yılı yatırım programında yer alıyor.
Cüneyt Arkın: “Ben seni yapmadım sen beni
var ettin, ülkemin geleceğini de var ediyorsun!”
Ülke ekonomisi ve sosyal yaşamına büyük
etkileri olan Keban Barajı’na Türk Sineması da kayıtsız kalmadı. Çetin İnanç
tarafından 1981 yılında çekilen ve başrolünde, 2022 yılında yaşama veda eden
Cüneyt Arkın’ın yer aldığı “Su” isimli film, Keban Barajı’nı konu ediniyordu. Filmde
Keban Barajı Projesi’nde çalışan “Mühendis Murat” karakterini canlandıran
Cüneyt Arkın, Keban Barajı ile alakalı duygu ve düşüncelerini aşağıdaki
ifadeler ile dile getirerek, günde üç vardiya halinde 24 saat kesintisiz bir
tempoda çalışmak suretiyle bu güzide eseri meydana getiren, 3 bin 500 mühendis
ve işçinin tercümanı oluyordu…
“Oğlum,
canım, Keban’ım benim… Tek dostum, tek amacım, yaşama sebebim sensin… Ülkemin
aydınlığısın… Yüreğimde senin için binlerce türkü söyleniyor. Sen memleketimin
ışığı, istikbalisin… Ürettiğin aydınlıkla ülkemin geleceği olan milyonlarca
genç derslerini çalışıyor, sen halkımın geleceğini de üretiyorsun… Sevgili
oğlum; fabrikalar çalıştırıyor, hastaları iyi ediyorsun… Ben seni yapmadım sen
beni var ettin, ülkemin geleceğini de var ediyorsun!”