22 MART DÜNYA SU GÜNÜ COŞKUYLA KUTLANDI

24.03.2021 / Gösterim Sayısı : 2354 / Arşiv

Bu yılki teması "suyun değeri" olarak belirlenen 22 Mart Dünya Su Günü kutlamaları, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılımıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Prof. Dr. Veysel Eroğlu Konferans Salonunda kutlandı.

Dünya Su Günü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 22 Mart 1993'te aldığı karar çerçevesinde her yıl dünya çapında kutlanıyor. Tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek ve tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine odaklanılmasını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler-Su (UN-Water) tarafından organize edilen kutlamalar, her yıl farklı bir tema ile gerçekleştiriliyor.

Dünyadaki toplam 1,4 milyar kilometreküp suyun yüzde 97,5'i okyanuslarda ve denizlerde tuzlu su, yüzde 2,5'i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak yer alıyor. Az olan tatlı su kaynaklarının da yüzde 90'ı kutuplarda ve yer altında bulunuyor. Aşırı nüfus artışı, kontrolsüz sanayileşme, plansız kentleşme ve kirlilik, zaten sınırlı olan su kaynakları üzerindeki baskıyı giderek artırıyor. Etkileri hissedilir derecede artan küresel ısınma ve iklim değişikliği de tatlı su kaynakları üzerinde ilave strese sebep oluyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı liderliğinde, DSİ Genel Müdürlüğünce su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere eksiksiz olarak aktarılması maksadıyla yoğun çalışmalar yürütülüyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin teşrifleri ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Prof. Dr. Veysel Eroğlu Konferans Salonunda bu yıl yapılan kutlamalara

Bingöl Milletvekili - AK Parti MKYK Üyesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz,  AK Parti 25-26-27. Dönem Trabzon Milletvekili/ TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammed Balta, 27. Dönem MHP İzmir Milletvekili Tarım,Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu , Tarım ve Orman Bakan Yardımcıları Akif Özkaldı, Mehmet Hadi Tunç, Genel Müdürümüz Kaya Yıldız ile Bakanlığımıza bağlı ve ilgili kuruluşlkarın Genel Müdürleri, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları ile Genel Müdürlüğümüzden Daire Başkanları, Bölge Müdürlüklerimiz telekonferans ile ve personellerimiz katıldılar.

 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan program halk oyunları gösterileri devam etti. 

22 Mart Dünya Su Günü kutlama programının açılış konuşmasını yapan

DSİ Genel Müdürümüz Kaya Yıldız;

‘’Su, bireylerin en temel gereksinimi olma ve başlıca ekonomik faaliyetlere kaynaklık etme özelliği ile ülkelerin devamlılığı için yaşamsal bir kaynaktır. Su kaynaklarının geliştirilmesi, ekonomik üretkenliğe ve sosyal refaha doğrudan katkı yapmaktadır.

 

Diğer taraftan nüfus ve ekonomik faaliyetler arttıkça, sanayi geliştikçe ve tarımsal faaliyetler yaygınlaştıkça birçok ülke hızla su sıkıntısı çeker duruma gelmektedir.

Bu durum kaliteli ve kullanılabilir su kaynaklarında küresel boyutlarda önemli meselelerle karşı karşıya kalınmasına sebep olmaktadır. Dünya’daki pek çok meselenin temelinde su kaynaklarının yeterli düzeyde ve etkin kullanılamaması yatmaktadır.

Bu ve buna benzer konuların ciddi bir şekilde Dünya gündemine gelmesiyle Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 1992 yılı Aralık ayında aldığı bir kararla her yılın 22 Mart gününün “Dünya Su Günü” olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır.

Türkiye’deki Dünya Su Günü kutlamalarında lider kuruluş Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’dür. 22 Mart Dünya Su Günü, ülkemizde 1997 yılından bu yana DSİ Genel Müdürlüğünce düzenlenen çeşitli faaliyetlerle kutlanmaktadır. 

 

Türkiye’nin su kaynaklarını en akılcı ve optimum şekilde geliştirmeyi hedefleyen, su altyapı hizmetlerine önemli yatırımlar yaparak baraj, hidroelektrik santral, sulama, içme-kullanma ve endüstri suyu temin tesislerini milletimizin hizmetine sunan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, su hususunda kamuoyunda bir farkındalık oluşturmak gayesi ile çeşitli etkinlikler düzenlemektedir.  Bu çerçevede Genel Müdürlük ve bağlı Bölge Müdürlüklerimizde Su Günü’nün anlam ve önemini konu alan afiş, fotoğraf, resim ve kompozisyon yarışmaları düzenlemektedir.

2021 yılının teması “Suyun Değeri” olarak belirlenmiştir. Ülkemizde DSİ uhdesinde kutlanan bugünde resim, kompozisyon, afiş ve fotoğraf yarışmaları düzenlenmekte olup, günün sonunda dereceye girenlere ödülleri takdim edilecektir. 

Suyun değeri, insanların sudan aldığı faydadır. Suyun değeri tüm insanları ve alternatif kullanımları içeren geniş bir kavramdır. Bu kavram, çiftçilerin sulamadan, yoksul şehirlerde yaşayan çocukların temiz içme suyundan ve insanların sağlıklı sulak alanlardan aldığı faydaları, hatta gelecek nesillere bırakılacak mirası kapsamaktadır.

Sizin de bildiğiniz gibi su; hayat hakkıdır, hayata dairdir, hayatın kendisidir. Gökyüzünü muhteşem bir tablo gibi yedi renge boyayan su, yağmur olup bütün canlılara varlığıyla hayat bahşeder. 

Bilindiği gibi Ülkemiz Dünyanın yarı kurak bir coğrafyasında bulunmaktadır. Bununla birlikte, yükselen büyüme oranlarımız, özellikle içinden geçtiğimiz zorlu süreçte, su kaynaklarına olan ihtiyacımızı daha da arttırmaktadır. Bu gerçek, suyumuzun bir damlasının bile heba edilmemesi gerektiğini, suya hak ettiği değeri vermemiz gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır.

Ülkemizde su arzının ve güvenliğinin sağlanmasında önemli hidrolik yapılar, barajlar ve göletlerdir. Barajlar ve göletler, Ülkemiz için olmazsa olmaz tesislerdir.  

Hepinizin bildiği gibi Ülkemiz su kaynakları bakımından zengin bir ülke olmayıp, Ülkemizin su potansiyeli yıllık 112 milyar m3’tür. 

Bu potansiyelin % 77 sine tekabül eden 44 milyar m3 sulamada, (%23 üne tekabül eden 13 milyar m³ ü içme kullanma ve sanayi suyu) %16’sına karşılık gelen 7 milyar m3 içmesuyu temininde ve %11’ine tekabül eden 5 milyar m3 ise sanayide kullanılmaktadır. 

Ayrıca sahip olduğumuz su kaynakları, ülkemizin 26 su havzasında eşit olmayan bir şekilde dağılmaktadır.

Yazın yağışın çok olmadığı dönemlerde vatandaşlarımızın su ihtiyacı artarken yağışın bol olduğu kış ve bahar aylarında su ihtiyacımız nispeten azalmaktadır. Bu da depolama tesisleri inşa edilmesini zorunlu kılmaktadır. 


Bu bağlamda son 19 yılda, Ülkemize 600 adet baraj kazandırılmış, 262 adet içme suyu tesisi ile 41 milyon vatandaşımıza yıllık 2 milyar 700 milyon metreküp ilave içme ve kullanma suyu temin edilmiş, Yerli ve temiz enerji kaynağı olan hidroelektrik santral projelerinde kamu-özel sektör işbirliği ile devletin sırtından 60 milyar dolar tutarında bir yatırım yükü kaldırılmış, İklim değişikliği ve nüfus artışının etkisiyle önemi giderek artan depolama yapılarına alternatif olarak 2 yıl gibi kısa sürede 26 adet yeraltı barajı ve suni besleme tesisi inşa edilmiştir.   21 adet Atıksu Arıtma Tesisi tamamlanarak, arıtılan atık suların sulama başta olmak üzere çeşitli maksatlarla kullanımına imkân tanıyacak şekilde inşa edilerek işletmeye alınmıştır. Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında; 101 adet su sondaj kuyusu ile 705.000 kişiye, Barış Pınarı Harekâtı kapsamında; 40 adet su sondaj kuyusu ile 580.000 kişiye, Afrika’da ise 9 farklı ülkede 512 adet su kuyusu açılarak 1.850.000 kişiye yetecek temiz içme ve kullanma suyu temin edilmiştir.

 

Son 3 yılda ekonomik daralmaya rağmen 72 adet baraj, 80 adet gölet ve bend, 225 adet sulama tesisi, 100 adet toplulaştırma projesi, 46 adet içme suyu tesisi, 70 adet HES’i, 5 adet atık su arıtma tesisi ve 402 adet taşkın tesisi olmak üzere toplam 1000 tesisi hizmete alarak, 12,4 milyar m3 suyun depolanmasını sağladık.

 

İnşallah Sayın Bakanımızın liderliğinde 2021 yılında çok daha büyük projelere imza atacağız. 2021 yılı “Su ve Sulamada Hamle Yılı” olacaktır. 2021 yılı bu sebeple yatırımlarımızın ve bizden beklentilerin artacağı, hedeflere ulaşma adına daha çok çaba sarf edilecek bir yıl olacaktır. 51 adet baraj, 39 adet gölet ve bent daha bitirilerek depolama sayısı 1.617 adede, depolama kapasitesi     180 milyar m3’e, tamamlanacak 92 adet sulama tesisi ile toplamda biten sulama tesisi 3.313 adede, sulamaya açılan saha 69 milyon dekara ulaşacak, toplulaştırmada 44 proje daha bitirilerek biten proje sayısı 307 adede, tescil edilecek alan 13 milyon da arttırılarak 60 milyon dekara ulaşacaktır.

 

2021 yılında 20 adet daha içmesuyu tesisi bitirilerek tesis sayısı 366 adede, temin edilecek içmesuyu miktarı yıllık 4.8 milyar m3’e ulaşacak, 137 adet taşkın tesisi de tamamlanarak biten tesis sayısı 10.246 adet olacaktır.

Bu ve buna benzer projelerle tek gayemiz yukarıda da ifade ettiğim gibi suyun tek damlasının bile değerlendirilerek insanlığın hizmetine sunulmasıdır.

Çünkü bizler; kendilerine su ikram eden kişiye, “Su gibi azîz ol!” diye dua eden, su hizmetlerine ehemmiyet veren, bir neslin torunlarıyız.

Şu unutulmamalıdır ki; enerjisi olmayan, nüfusunun ciddi bir oranının tarım ile uğraştığı bir ülkede, sulamaya yeterli su temin edemeyen, daha doğrusu yerli kaynaklarını harekete geçiremeyen Türkiye ilerleyemez.

Bu bağlamda DSİ Genel Müdürlüğü olarak Sayın Bakanımızın talimatlarıyla ve liderliğinde “Ülkemizi gıda üssü” ve “Enerjide kendine yeten ülke” haline getirmek adına bütün gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Birazdan bugünün anısına düzenlenen afiş, fotoğraf, kompozisyon ve resim yarışmasında dereceye girenlere ödülleri verilecek ve sergi açılışımız gerçekleştirilecektir. Bu duygularla emeği geçen herkese sonsuz şükranlarımı sunuyor, dereceye girenleri kutluyorum.

Herkesin temiz suya ulaştığı, israf etmediği, suyu ve çevreyi kirletmediği bir dünyada yaşamak dileğiyle saygılar sunuyorum.  Su Gibi Aziz Olunuz… diyerek sözlerini tamamladı.

 22 Mart Dünya Su Günü kutlama programında AK Parti 25-26-27. Dönem Trabzon Milletvekili/ TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Muhammed Balta’da yaptığı kısa konuşmada Su ve Suyun önemine değindi.

 

22 Mart Dünya Su Günü kutlama programında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yaptığı konuşmada;

 

1993 yılından bugüne her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü’nü, siz değerli konukların ve aziz milletimizin şahsında kutluyorum. Dünya Su Gününün bu yılki teması: “SUYUN DEĞERİ”! Elbette “Suyun Değeri” konusu, bizim daima gündemimizde olan bir konu! Her insanın temiz suya erişimi, su kaynaklarının korunması ve bu konuda somut adımların atılması daima ajandamızda yer alıyor!

Zira biliyoruz ki, su; bir hidrojen, iki oksijen atomunun birleşiminden çok daha fazlasıdır.  Su; yaşamdır, üretimdir, medeniyettir.   En küçük organizmadan, en büyük canlılara kadar, insanoğlunu ve biyolojik yaşamı ayakta tutan su’dur. Su; tarih boyunca medeniyetlerin etrafında kurulduğu,  bu yüzyılın en önemli ve en stratejik kaynaklarından birisidir.

Biz, “Su gibi aziz ol” diyerek, suyumuzun değerini çok iyi bilen,  suyun kıymetini insanımızla özdeşleştiren bir milletiz. Suyumuzu sevdik ve değerini çok iyi bildik.  Ama şimdi, bu değeri, yani suyumuzu, 10 kat, belki de 100 kat daha fazla korumak ve tasarruflu kullanmak zorunda olduğumuz bir döneme girdik.

 

Belki dünyada çok suyumuz var, bitmez tükenmez diye düşünenler olabilir. Evet, suyumuz fazla. Mavi gezegenimizin %71’i su ile kaplı. Dünya’da toplam 1,4 milyar km3 suyumuz var. Ancak bu suyun %97,5’i tuzlu. Kalan %2,5’lık kısmı tatlı ve kullanıma uygun su. Fakat bunun da %69’u buzullarda saklı, %30’u ise yerin altında.Ve insanoğlu da, yeryüzündeki tatlı suyun ancak %1’ini kullanabiliyor. Bu nedenle, suyumuz çok demeden önce, elimizdeki kaynağı ve miktarı doğru bilmek,  geleceği doğru yönetmek adına oldukça önemlidir.

Biraz önce bahsettiğim gibi su, sınırsız bir kaynak değildir.  Son yüzyılda, artan nüfus, endüstriyel tarım, sanayileşme ve plansız kentleşmeyle birlikte suyumuza çok yüklendik ve hor kullandık. Şimdi ise azalan su kaynakları ile karşı karşıyayız.60 yıl önce dünya nüfusu 3 milyarken, bugün 7,8 Milyara ulaştı. Fakat dünyaya düşen yağış miktarı pek değişmedi, genelde aynı kaldı. Diğer taraftan ise, yoğun su tüketimi ile birlikte son 50 yılda
kişi başına yenilenebilir su kaynağı her yıl %1 azalırken, toplam su tüketimiz ise her yıl %1 artıyor. Dünyada birçok bölge bugün, ciddi ölçüde su stresiyle karşı karşıya. Son yüzyılda sulak alanların %50’si yok oldu. Dünya’da 80 ülke, su sıkıntısı çekiyor. 844 Milyon insan, içme suyu hizmetine erişemiyor.  Dünya nüfusunun dörtte birinden fazlası olan 2,1 Milyar insan temiz suya ulaşamıyor. 4 Milyar insan, yılda en az bir ay, şiddetli su kıtlığı yaşıyor. Kısacası tablo hiç iyi değil ve iyiye doğru da gitmiyor.

Peki, gelecekte bizi ne bekliyor?

Eğer önlem alınmazsa, 2030’da, dünyadaki mevcut temiz su, ihtiyacın ancak %60’ını karşılayacak. 2030’da, susuzluktan dolayı 700 Milyon kişinin göç edeceği tahmin ediliyor. 2050’de dünya nüfusunun yüzde 40’ı şiddetli su stresi yaşayacağı ve dünya nüfusunun yarısının susuzluk riski yaşayabileceği öngörülüyor. İşte, mevcut durum ve gelecek beklentisi ortada. İnşallah, dünya ve ülkemiz bu olumsuz manzaralarla karşılaşmaz. Fakat eğer bu tablo karşımıza çıkacaksa, gelecekte en fazla duyacağımız ve gündemin en tepesinde yer alacak iki konu olacaktır.

Birincisi, Su Krizi.

İkincisi ise Su Savaşları.

Bu nedenle, gelecek, gelmeden, tedbirlerimizi ivedilikle hayata geçirmeliyiz.  Suyu öncelik yapmalı, musluğu her açışımızda, duşa her girişimizde, tarlaya her su verişimizde, ya olmazsa, ya azalırsa diye düşünerek, elimizdeki bu değeri daha dikkatli kullanmalıyız.   Çünkü su, gelecekte lüks olmaya artık çok yakın!

Yine bildiğimiz bir başka şey daha var: Dünya ortalama sıcaklığı, sanayi devriminden öncekine göre, yani son 170 yılda yaklaşık 1,5 oC arttı. Ve son 10 yıl, tüm zamanların en sıcak dönemi oldu. 2020 yılı da, sıcaklık rekorlarının yaşandığı bir yıl olarak tarihe geçti.

Önümüzdeki yıllarda maalesef sıcaklık artışında, yeni rekorlar bekleniyor. Kısacası, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkilerini ciddi ciddi hissetmeye başladık. Bu durum en başta suyumuzu ve gıdamızı olumsuz etkileyecek.

Su güvenliği, gıda güvenliğimizin garantisidir. Tarım ise, suyun en fazla kullanıldığı sektördür. Dünyadaki suyun % 71’ini, Ülkemizdeki suyun ise % 77’sini tarım sektörü kullanıyor.

Son 50 yılda verimde ve üretimde ciddi artışlar yaşadık. Bunun temelinde su, önemli bir yer tutuyor. Son 50 yılda Türkiye’de; sulamalı endüstriyel tarım yapılan alan, 2 kat arttı.

 

Diğer taraftan, 2050 yılında dünya nüfusunun 10 Milyara ulaşması bekleniyor. Ülkemiz nüfusunun ise 105 milyon kişiye ulaşacağı öngörülüyor. Dolayısıyla 2050’de, bu nüfusu doyurmak için şimdikinden %60 daha fazla gıda üretmek zorundayız. Ve bu gıdayı üretmek için de, şimdikinden %15 daha fazla suya ihtiyacımız olacak. Bu nedenle, suyu ve gıdayı birbirinden ayırt etmeden, gıdayı en az su kullanacak şekilde üretecek teknolojiyi yaygınlaştırmamız gerekiyor.

Bilindiği gibi, su zengini bir ülke değiliz. Kurak ve su kısıtı olan bir coğrafyada yaşıyoruz. 25 nehir havzasından oluşan ülkemizde, 112 Milyar m3 teknik ve ekonomik su rezervimiz var. Yıllık ortalama yağış miktarımız 574 mm civarında olup, dünya ortalamasının altındadır. Kişi başına düşen yıllık 1.340 m3 su ile su stresi çeken ülkeler gurubundayız.2040 yılında ise, kişi başı tüketilen yıllık su miktarının %17 azalışla,  1.116 m3’e düşmesi bekleniyor. Elbette Ülkemiz, tarımıyla, sanayisiyle büyümeye ve gelişmeye devam edecek. Ama bu büyümeyi kaynaklarımızı tüketerek değil, yeterli ve verimli kullanarak yapmalıyız.

Tasarrufu elden bırakmadan sürdürülebilir bir üretim için, suyumuza doğru yön vermeli, tüm çalışmalarımızda suyu öncelik yapmalı ve gelecek nesillerimizi bir damla suya muhtaç etmeyecek şekilde suyumuzu korumalıyız.

Artık suyumuzu yanı başımızda değil, başköşemizde tutmamız gereken bir döneme girdik. Kaynaklarımızdaki her bir damla suyu değerlendirmek ve verimli kullanmak için, cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Bakanlık olarak, var gücümüzle çalışıyoruz.  Son 19 yılda, elimizdeki bu kıymeti, aziz milletimize en iyi şekilde sunmak amacıyla toplam 255 Milyar Liralık yatırım yaparak, 8.697 tesisi hizmete aldık. 19 yılda inşa edilen ve Cumhuriyet tarihinde yapılanların 2 katından fazla olan 600 barajımızda, toplam 45 Milyar m3 suyumuzu depoladık. Yaklaşık 20 Milyon dekar alanı son 19 yılda sulamaya açarak,
sulanan tarım alanını
67 Milyon dekara ulaştırdık.  Böylece, bereketli Anadolu topraklarını modern sulama sistemlerine kavuşturduk. Sulamaya açılan alanlardan; yılda yaklaşık 60 Milyar Lira zirai gelir artışı sağlayarak, hem üreticimize, hem de ekonomimize önemli bir gelir kazandırdık. İşte bu sulama yatırımları sayesinde, geçen yıl pandemi ve meteorolojik kuraklığa rağmen 126 Milyon tona yükselen bitkisel üretimimizle, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık.

Ayrıca, 263 adet proje ile 48 milyon dekar arazide toplulaştırma çalışmalarını tamamladık. Böylece, suyun ve üretim girdilerinin daha az kullanılarak verimin artmasına katkı sağladık. Yerli ve temiz enerji kaynağı olan hidroelektrik projelerimizle, 44 milyar kilovatsaatlik üretim kapasitemizi, 108 milyar kilovatsaate çıkardık. 81 ilimizin tamamının memba kalitesinde suya ulaşması için, son 19 yılda 262 adet içme suyu ve 21 atık su tesisi tamamladık. Böylece, 41 milyon vatandaşımıza, yıllık 2,7 milyar m3 içme ve kullanma suyu temin ettik. Bugün Ülkemiz, güvenilir içme suyu hizmeti kullanan nüfus oranında, yaklaşık yüzde 99 gibi, gelişmiş birçok ülkenin üzerinde çok iyi bir seviyeye ulaşmıştır.  İnşallah, bu seviyemizi korumaya ve geliştirmeye devam edeceğiz.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle birlikte, su alanındaki çalışmalarımıza da hız verdik. “Su, vatandır” diyerek, suyun gücünü milletle buluşturacak yeni projeleri tek tek hayata geçiriyoruz.

Son 3 yılda 72’si baraj olmak üzere 973 tesisi hizmete aldık.

Bu dönemde;

·       Kars Barajı ve Sulaması,

·       Konya Ovası 1.2.3. Kısım Sulamaları,

·       Hatay-Reyhanlı Barajı,

·       Gaziantep-Doğanpınar Barajı,

·       Gaziantep-Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı, gibi önemli ve büyük yatırımları tamamladık.

Bildiğiniz gibi, Bakanlık olarak, içinde bulunduğumuz 2021 yılını “Su ve Sulama Yatırımlarında Hamle Yılı” olarak ilan ettik. Sulama yatırım bütçesini, Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle 2,4 kat artırarak, 15,3 Milyar Liraya çıkardık. Su kaynağından çiftçimizin tarla başındaki su alma vanasına kadar bütün sulama projelerimizi, bir bütün olarak projelendiriyoruz. 2021 yılında; 51’i baraj olmak üzere toplam 402 adet tesis ve yatırımı hizmete almayı hedefliyoruz.

Bu yatırımlar sonucunda;

·       Depolama kapasitemiz, 180 milyar m3’e ulaşacak,

·       Sulamaya açılan alan 69 milyon dekara çıkarılacak,

·       Tescil edilen toplulaştırma alanı 60 milyon dekara çıkarılacak,

·       İçmesuyu miktarı yıllık 4,9 milyar m3’e ulaşacaktır.

Diğer taraftan, suyumuzu korumak ve tasarruflu kullanmak için en az 150 adet yer altı barajımızın inşaatları süratle devam ediyor.  Eylem Planımız kapsamında Mart ayı itibariyle, 15 ilimizde 26 adet yeraltı barajımız faaliyete geçti. İnşallah 2021 yılı sonu itibariyle de hizmete alınan yeraltı baraj sayımızı 50’ye çıkartacağız. 2023 yılına kadar kalanını da hizmete almayı planlıyoruz.  Yine, basınçlı borulu şebekelerin yapımının artırılması ve eski sulamaların rehabilite edilmesi ile sulamada kullanılan suda %74’lük bir tasarruf sağlamayı hedefliyoruz. Damlama ve yağmurlama sulama yatırımlarına %50 hibe ve sıfır faizli kredi desteğimiz de devam ediyor. İnşallah, durmadan, dinlenmeden suyun gücünü milletle buluşturmaya devam edeceğiz.

 

Tabi bir önemli konumuz daha var!

Bakanlık olarak, sulama yatırımlarımıza hız verirken, suyumuzun geleceğini de planlıyoruz. 22 Mart Dünya Su Günü’nün kapsamında birde müjde vermek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Cumhuriyet tarihinde bir ilki daha gerçekleştireceğiz. İnşallah önümüzdeki günlerde Birinci Su Şûrası’nın da başlangıcını yapacağız. Tabi; 2019 yılında yaptığımız Tarım-Orman Şûrasında olduğu gibi, Birinci Su Şûrası kapsamında da;
ilgili tüm paydaşlarla bir araya gelerek, suyumuzun geleceğini konuşacak, hedeflerimizi ortaya koyacak ve yol haritamızı belirleyeceğiz.

Evet, Türkiye, son 19 yılda çağ atlamış bir ülkedir. Her alanda ve her sektörde bunu başarmış,
yolunu ve hedefini net olarak belirlemiş bir ülkedir. Geleceğin, bizim için daha iyi olacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Amacımız; geleceği, kaynaklarımızı koruyarak ve verimli kullanarak inşa etmek!

Çok iyi biliyoruz ki su; yeri asla doldurulmaz bir değerdir, azalan bir kaynaktır. Biliyoruz ki petrolsüz yaşam olur, susuz yaşam olmaz. Biliyoruz ki telefonsuz, televizyonsuz, arabasız, hatta evsiz yaşam olur; fakat susuz yaşam olmaz.  Bugün uzayda dahi su arıyorsak,
önce dünyadakinin kıymetini çok iyi bilmemiz gerekiyor.  
Çünkü bazı şeylerin kıymeti, yokluğunda yahut kıtlığında ortaya çıkar. Fakat bizim, suyu kaybetme lüksümüz asla bulunmuyor!  Muhakkak ki gelecek; suyun akışına göre hareket edenlerin değil,
suyun akışına yön verenlerin olacak!  Biz de bu minvalde, Bakanlık olarak, suyumuzu verimli kullanmak ve milletimizle buluşturmak için dur-durak demeden yoğun bir gayret gösteriyoruz.  Ama sadece bizler yetmeyiz. 84 Milyon vatandaşımızın tamamının suyumuzu vatan bilerek, bir damlasını bile ziyan etmeden koruması ve tasarruflu kullanması yaşamın devamlılığı için oldukça önemlidir. Elbette su varlığımıza sahip çıkmak ve bu varlığı yönetmek, millet ve memleket bekamıza da yön vermek demektir. Bizler de; kendi geleceğimizi de, suyun geleceğini de “su gibi aziz milletimiz”le birlikte tayin etmeyi hedefliyor, sizlerle Birinci Su Şûra’sında tekrar bir araya gelmeyi umuyorum.

Ayrıca; son 19 yılın her bir gününde ülkemizde, ayrı bir eseri vatandaşımızın hizmetine sunan, Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ a suyun akışına yön veren politikalar belirlememizde, bize liderliği ile ilham kaynağı olduğu için huzurlarınızda şükranlarımı ifade etmek istiyorum.

 

Biz “su” konusunda; “kalburla su taşımama”ya, “taşıma su ile değirmen döndürmeme”ye, “havanda su dövmeme”ye kararlıyız. Su konusunda “ama”sız, “fakat”sız çalışmaya devam! Ben inanıyorum ki milletimiz de; yapacağımız toplumsal farkındalık kampanyalarımızda bizlere destek verecek! Ve suyumuzu birlikte koruyacağız. Bu vesileyle tüm milletimizin 22 Mart Dünya Su Gününü kutluyor, suyun gücünü milletimizle buluşturmak için büyük gayret gösteren tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. ‘dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’nin konuşmasının ardından 2021 yılı Dünya Su Günü yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.

Ödül törenin ardından 2021 yılı Dünya Su Günü yarışmalarında dereceye girenlerin eserlerinin sergilendiği sergi açılışı gerçekleştirildi.